Sayfalar

13 Eylül 2018 Perşembe

Yooperlites Taşı

               Yooperlites olarak anılmaya başlayan bu taşlar UV ışığına rekasiyon gösterip güneş gibi ışıldıyor. İki hafta önce sosyal paylaşım sitelerinde yalan mı gerçek mi söz konusu olan bu taşlar tamamıyla gerçek hatta işlenmeye başladığı bile söyleniyor. Asıl merak edilen soru bu taşın şimdiye kadar farkedilememesi. İşte uv ışığında altın gibi parlayan yooperlites taşı ile ilgili haberler.






17 Mart 2013 Pazar

Soruyu Bilemezsen Kızarsın

            Kızma birader oyunu için henüz başlangıç yapmasamda taslağı konusunda paylaşımda bulunacağım. Kızma birader oyunu üç boyutlu bir görsel gerektirmese de oyuna giriş kısmı için renkli birşeyler düşünüyorum. Oyunun maskotunun kızgın bir kişilik olacağından bahsetmiştim. Giriş kısmıda bu maskotla ilgili olacak. Oyunun tablasını aşağıdaki şekle benzer yapmayı düşünüyorum.














        Soldaki şekil itibarıyla daha kolay olsada oyunun daha canlı olması için taslak olarak soldaki resmi daha uygun gördüm. tabi aynısı gibi olmayacak. Biraz daha farklı çizeceğim.
        Kızma biraderin oyun kurallarından daha önce bahsetmiştim ama bu oyunda biraz daha eğitici yanı olacağından yeniden bahsedeceğim. Oyun dört kişiliktir ve her oyuncuya ait dört piyon olur. Zarda altı atamayan oyuna başlayamaz. Oyuna başlatılan her bir piyon sağdaki resimde gösterildiği üzere, kendi start çizgisinden başlatılır. Dört piyondan istenilen sayıda sahaya piyon çıkartılabilir ama altı gelmek şartıyla. Oyunda bir oyuncunun piyonu diğer oyuncun piyonunun üzerine geldiğinde onu yer ve yenilen piyon yine altı gelmeden oyuna dahil olamaz. Piyonlar tekrar kendi start çizgisine gelmeden ortalardaki renkli kısımlara girdirilir. Bu oyunda normal oyunlardan farklı olarak her zardan sonra oyuncuya bir soru sorulur. Oyuncu yanıtı yanlış verirse piyonu ilerletemez.
        Oyun bu şekilde olacak ama henüz başlamış değilim. Oyunu tamamladığımda blogumda paylaşımda bulunacağım.
 http://goo.gl/fRMn9

9 Mart 2013 Cumartesi

Masa Oyunu (Board Game) Nedir?

            Board Games yani Türkçe karşılığı masa oyunları olan, bir zemin üzerinde karton ahşap veya plastik gibi malzemelerden yapılmış bir düzenek üzerinde taş veya kartları belirli bir kurallara göre hareket ettirerek oynanan oyunlardır. Bu oyunlar bazen satranç dama gibi tamamen stratejiyede dayanabilir, tavla gibi hem strateji hem şansa da dayanabilir veya da kızma birader gibi tamamen şansa da bağlı olabilir. Bu oyunlar bilindiği üzere zon zamanarda online olarakta oynanmakta fakat gerçekteki keyfi vermemektedir. Kayıtlı olduğum bir anket sitesinde yapılan bir ankette "Aile oyunlarından hangisi size göre?" diye sorulmuş ve alınan yanıtlar şöyledir;

  %         Kişi
53,85          294 Monopoly
41,03 224 Tabu
29,49 161 Kızma birader
26,37 144 Scrable
25,46 139 Milyoner
22,34 122 Adam Asmaca
18,50 101 Passaparola
13,37 73 Yalan Makinesi
8,24            45 Risk
6,23            34 Metropol
5,31            29 Upwords
4,03  22 Hotel
2,93            16 Sıkı Dostlar
2,38  13 Magic Words
2,38  13 Mastermind
Ayrıntılar: http://www.pollemik.com/sonuc.asp?no=4959577261321&durum=4

         Anketten de anlaşılacağı üzere monopoly ve tabu açık fark önde. Burada yüzdelerdeki dengesizliğin nedeni çoklu seçimli bir anket olmasıdır. Tabi bu ankette okey, satranç, dama, tavla, tombala, kızma birader, jenga gibi oyunlar yok.
         Eğitimde grafik ve canlandırma dersimiz içinde bizimde buna benzer bir oyun yapmamız istendi ve ben kızma birader oyununa benzer bir oyun yapmaya karar verdim. Daha öncede mah jong oyunu yapmıştım fakat tamamlayamamıştım. Oyunda olması gereken şartlar;
  • Bir masa oyunu tasarlama:
  • Oyunun bir logosu, bir maskotu ve kısa akılda kalır bir ismi olmalıdır
  • Oyunda hem ana tahta hem de ek kart ve ikonlar bulunmalıdır
  • Tahta boyutu: 50 cm X 50 cm
  • Oyun eğitici olmalıdır
  • Oyun en az iki kişi ile oynanabilir olmalıdır (tahtada olanı, Flash için ise bilgisayara karşı oynanabilir, ya da çok oyunculu olabilir)
  • Oyunda ilerleme ve geriye dönme durumları bulunmalıdır
  • Oyun tahtasında çekici görseller tasarlanmalıdır

             Yapacağım oyunun eğiticilik yanı tartışılır tabi. Oyunun maskotunu istenilen şartlarda yapmaya çalışacağım. Birde yukarıdaki şartlarda yer almasa da oyunumuzun internetteki oyunlardan farklı olması ve farklı kurallara sahip olası gerektiğidir. Resimdeki oyun reyonlarında satılan bir kızma birader oyunu. Buradaki maskot karakterinin tamamen ilgisiz olduğu bir gerçek.
           
           Oyunu bilmeyenler için anlatacak olursam eğer. Oyun en fazla dört kişi ile oynanır. Her oyuncunun 4'er adet piyonu olur ve piyonlar atılan zarların sayısı kadar hareket ettirilir. Oyunun başlangıcında zarda 6 atamayan başlayamaz. 6 atanın ise yeni bir atma hakkı olur. Piyonlar oyun kartında veya tahtasında bir tur attıktan sonra kendi bölgelerine yerleştirilmeye çalışılır. Bir kişinin piyonu başka bir piyonun üzerine geldiğinde ise onu yer ve o piyon yine 6 gelmeden oyuna dahil olamaz. Oyunu bilgisayara karşı yapacağım. Birden fazla kişilik yapabilmem için daha çok zaman gerekli..
Benzer Oyunlar
Oyun 1
Oyun 2
Buda daha farklı bir kızma birader oyunu. Orjinal kurallara göre olmasada farklı bir yorum getirilmiş ve gayet güzel olmuş.,
Oyun 3
Oyun tamamlandığında yine burada paylaşımda bulunacağım.
________________________________________________________________________

Bunları Biliyor Muydunuz?

        Zar bilinen en eski oyun aracıdır. Ne kadar mı eski? Bilinen en eski zar MÖ. 3bin yılına ait bir Sümer zarıdır. Bu zar tam bir set halinde bulunan en eski masa oyunlardan biri olan Ur isimli kraliyet oyununda bulunmuştur ve dört kenarlı bir pramid şeklindedir. 


      Resimde görülen ise Kırım Savaşı dönemi, denizcilik üzerine geliştirilmiş bir kutu oyunu Taraflar Rus ya da Türk olarak rakibinin merkezdeki limanına gitmeye çalışmakta.

16 Aralık 2012 Pazar

EMT-En İyi Materyal Yardımlaşma!

         Teknolojinin hızla ilerlemekte olduğu bir dönemden geçiyoruz. teknolojinin insanların imkanlarını oldukça genişletmekte olduğunu da görüyoruz ve buna karşılık bir takım zararlarını da. Bizim içinde kolaylık sağlayan teknoloji engelli insanlarımız içinde ne kolaylıklar sağlayabilir?
        Günümüze kadar engelliler için birçok materyaller geliştirilmiş olup bunlar onların yaşantılarında engelleri aşmada biraz olsun yardımcı olmuştur. En basitinden bir baston, bit tekerlekli sandalye... Bunlar belki çok büyük bir teknoloji harikası gibi görünmese de örneğin bir tekerlekli sandalye ayağı olmayanlar için ayak, bir baston ise âmâlara göz olmuştur.
         Teknoloji çağında bulunduğumuz üzere engelliler için ne gibi buluşlar yapılmış önce ona bir bakalım;
Konuşan Kameralar
         Kitaplardan gazetelere, dergilerden lokanta mönülerine kadar her yazıyı bir kamera okuyor ve seslendiriyor. Bu buluş bir kitap okumak isteyen görme engelli bir insanımız için gerçekten kayda değerdir.
Yarı Biyonik Cihazlar
         Burda yarı biyonik cihazdan kastediğimiz insanın duyularını anlayabilen bir kol veya bacak gibi buluşlardır. Bu gibi teknolojik cihazlar yeni yeni keşfedilmeye çalışılsa da varlığı bir gerçektir. örneğin; ABD'de kolunu kaybeden bir kişinin kol sinirlerine bir biyonik kol bağlanıp sıcağı soğuğu beyne iletebilen bir cihaz üretilmiştir.
Konuşan Cihazlar
        Yine görme engelliler için konuşan çamaşır makinesi gibi bir çok ev eşyası da üretilmektedir. Finlandiya'da VTT adında  bir şirkette ürettiği konuşan telefon ile bulunduğu yeri, durağı ve gelecek otobüs saatlerine kadar bir bir kişiye ileten cihaz üretmeyi başarmıştır.
Sihirli Baston
         Japonya'daki birtakım mühendisler, görme engellilerin kullandığı bastonu mecazi anlamda dillendirmişlerdir ve bastondaki kamera ile etrafı kişiye anlatan bir cihaz geliştirmişlerdir. Bu baston yaya çizgilerinden de gitmeyi sağlarken aynı zamanda ışıklara bir sinyal gönderip yaya geçişine de izin vermektedir.

        Bunlar ve benzerleri gibi materyallere günümüz teknolojisiyle birlikte devamlı bir yenisi daha eklenmektedir. Konuşan eldivenler, kameralı ayakkabılar konuşan atm'ler gibi engelli insanlarımızın hayattaki eğitimlerini daha çok geliştirmek için girişilmiş çabalardır. Peki imkanımız olsa idi biz ne gibi materyaller geliştirebilirdik? Örneğin benzerine rastlasam da daha teknolojik olarak ürüme engelliler için kumandalı hareket edebilen bir robot üretilebilir. Bu robot kumanda ile istediği yere çağırılabilecek ve kişinin kalkmasında oturmasında gezmesinde ve diğer tüm ihtiyaçlarını karşılamada eşlik edebilecek bir teknoloji harikası olabilir. Bir başka bir örnekte hem görmeyen ve hemde konuşamayan engelliler için cihazlar üretilebilir. Mesela bu ikişi bilgisayarın kamerasına yaptığı bir el işareti ile bilgisayarın müziğini açabilecek başka bir el işareti ile sesini kısabilecek bir teknoloji ürünüde üretilebilir.
     Aslında işin özüne gelecek olur isek üretilen birçok cihaza gerek maddi yönden gerekse uzaklık yönünden ulaşmak oldukça güçtür ki bir çok engelli insanımızda bile tekerli sandalye eksikliği vardır. Bu teknoloji ilerlerken bu açıkları da kapatmalıyız. İleriyi görürken de aynı zamanda bulunduğumuz zamandaki imkanlarla engellilere olanaklar sunmalıyız. Bütün bu buluşların bir kolaylık getirdiği inkar edilemez ama biz en büyük kolaylığı yardımlaşarak yapabiliriz.

18 Kasım 2012 Pazar

EMT - Eğitim Teknolojisinde Gerçekten İleride miyiz?

            Teknoloji denilince akla ilk gelen elektronik eşyalar yani radyo, televizyon, bilgisayar ve benzeri şeylerdir fakat eğitim teknolojisinde insanların eğitiminde faydalı olabilecek her türlü şeylerde bir teknolojidir. İnsanların kültürel süreçte gelişimleri hemen hemen her çağda mevcuttur. Bu gelişimindeki her önemli ilerleme ise teknolojinin gelişiminde öncülük etmiştir ve bu teknolojilerin neredeyse tamamı ise eğitimle ilgilidir.
           İlk zamanlarda bir takım boyama ve çizimlerle başlayan eğitim teknolojisi; alfabeler, kitapların basılması, matbaanın icadı, kütüphanelerin kurulması, elektriğin keşfi, fotoğraf ve hesap makinasının icadı, ilk mekanik bilgisayarın üretilmesi, daktilo, telefon, radyo, televizyonun icadı, cd sürücüler ve günümüz bilgisayarların kullanımına kadar ilerlemiştir.

          Eski çağlardan şimdiki çağlara doğru ilkelden medeniyete anlayışı vardır ama unutulmamalıdır ki insanlarda zeka ve üretkenlik hep olmuştur. Yüz binlerce yıl önce yaşamış uygarlıkların bıraktıkları eserler ve kalıntılar günümüz teknolojisiyle bile çözemediğimiz gerçekler vardır. Piramitler ve stonehenge taşlarının oluşumu gibi birçok eserde eğitim teknolojisinin bir örnekleridir. Piramitlerdeki yapım sırları ve yüzey ölçtlerindeki matematik zeka bize acaba eski çağlarda eğitim ne seviyede idi sorusuna yanıtı bulmamızı zorlaştırıyor. Bir diğer örnek stonehenge taşları. Stonehenge çember halinde yerleştirilmiş büyük taş bloglarından yapılmış bir eser. Ortalama 4.5 metre yüksekliğinde her biri 25 ton ağırlığında ve yaklaşık 30 adet taş bloğundan oluşmuştur. Burada ilginç olan ise çember merkezindeki mavi taş bloglarıdır. Bu taşların nasıl bu şekilde dizilebilmesinden ötürü etrafında çakıl taşı bile bulunmayan bu yerleşim yerine o taşların nasıl getirilmesiydi. Söz konusu mavi taşın kaynağı en yakın 380 km karayolu uzaklığında idi. Bir grup araştırmacı eski koşulları canlandırarak bu taşların nasıl getirildiğini düşünerekten bir çok yöntem denemişse de bir sonuca ulaşamamıştır. Bu yapıtın eğitimle ilgili bir yönü ise yapıtın gökbilimi ile ilgili olması  ve tutulmaları önceden tahmin etmede bir yardımının olması gerçeğidir.
          Bundan 5000 yıl önce yaşamış insanlar da mı ileri teknolojiye ve medeniyete sahipti yoksa biz hâlâ o bilgiye mi sahip değiliz? Bir el çizimi ile Süleymaniye Camii'sini gibi birçok yapıt inşaa eden Mimar Sinan'ın müthiş zekası kaşışısında her türlü teknoloji ve programa sahip bir inşaat mühendisinin aynı yapıyı yapamaması acaba nedendir?
          Şunu unutmamalıyız ki her teknolojik gelişme mutlak bir ilerleme değildir. Teknoloji insanın yerini almamalı sadece yardımcı olmalı. Çünkü herşeyi teknoloji yapmamalı ve insanda kendi bilgi ve becerisini geliştirmek için çaba sarfetmeli.
                                                                                                                             Zübeyir KİLCİ

5 Kasım 2012 Pazartesi

EBT-Web 3.0

Web 3.0 teknolojisinden bahsetmeden önce kısaca 1.0 ve 2.0'a değinelim.

Web 1.0 2.0 3.0 teknolojileri nelerdir?

Web 1.0 tek taraflı bir bilgi kaynağıdır diyebiliriz. İstemciler yani kullanıcılar sadece okuyucuydu ve veri aktarımı sunucudan istemciye doğru idi. Kullanıcılar arasında bir iletişim yoktu. Kullanıcılar internetteki bilgileri sadece okuyabilmekte ve indirebilmekte idi. Web 1.0 insanlar arası etkileşim olmadığından dolayı yetersiz kaldı ve Web 2.0'ın doğmasına sebep oldu. Web 2.0 ile artık kullanıcılar kendi arasında bilgi paylaşımında bulunuyor ve ileitşim kurabiliyordu. Yani sunucu-istemci etkileşiminin yanında istemci-istemci etkileşimi doğdu. Web 2.0 aslında şuan en çok içinde bulunduğumuz ağ ortamıdır. Sosyal ağ siteleri özgür ansiklopediler ve yeni kişisel bloglar ortaya çıkmıştır. Bunun yanında tasarımdada gelişmeler olmuştur. CSS, RSS, XML gibi kodlamalar sosyal ağlarda yerini almıştır.

Web 2.0 Örnekleri

------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------


Yesblogs kendi web sitenizi oluşturmanızı aynı zamanda ise kendi barındırdığı temalar ile tasarımlarını oluşturabilirsiniz. 150 farklı tema içermektedir. Metin editörü ile yazılarını yazabilir, youtube videolarını ekleyebilme kolaylığını sunmuştur. İstediğiniz uzantıda(com,net,org,info vb) siteler oluşturabilirsiniz. Oldukça cazip fiyatta disk alanına sahip. İşte örnek bir yesblogs sitesi http://www.yesblogs.com/blog/


-------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

 PowToon internet üzerinden birbirinden güzel sunumlar ve animasyonlar sağlayabilirsiniz. Bunun yanında kolaylıkla sunumlar, dökümanlar, grafikler, klipler oluşturarak zamandan tasarruf salayabilirsiniz. Hd kalitede animasyon yapıp youtube hesabınıza doğrudan yükleyebilirsiniz. İşte benim yaptığım bir örneği sizlerle paylaşmak istedim.


Buradanda hd kalitede indirebilirsiniz.  Tıklayın

---------------------------------------------------------------------------------------------------------


       İsminden de anlaşılacağı gibi tamamen çocuklara yinelik bir sitedir. Oyunlar, boyama sayfaları, bulmacalar, eğlenceli videolar ve  çocukların yapabileceği birbirinden güzel el sanatları videoları mevcut. Aşağıdaki resimdende anlaşılacağı gibi hiçbir programa ihtiyaç duymadan hazı çizgi resimleri ile boyama yapabilirsiniz.




 Web 3.0

Web 1.0 da sunucu----->istemci demiştik, Web 2.0 da ise istemci<---->istemci demiştik, Web 3.0 da ise istemci------>sunucu olabilecek diyebiliriz. Yanlız insanların birbiri ile iletişimi değil makinalarda artık bizleri anlayabilecek yani teknolojik cihazlar bizim söylediklerimizi yazabilecek, tekrar okuyabilecek ve hatta yorumlayabilecekler.

Yukarıdaki videoda oyuncu baştada söylediğimiz gibi elindeki makine aleti kendisini anlayabiliyo, cevap verebiliyor, hatta yorum bile yapabiliyor. İlk başta hava durumunu istiyor ve anında cevap veriyor. Sonrasında ise restorantları gösteriyor. En son kısımda ise karşılıklı insan muhabbeti gibi muhabbet başlıyor.
-------

Yukarıdaki bir diğer videoda ise şu an piyasada çok rağbet gören telefon firmasının yapmış olduğu bir reklâm gösterisini izlemektesiniz. Telefon çekilen resimleri anında görsel olarak taratıp benzer görüntüler sunabilmekte. Barkod okuyucu sistemi ile istenilen bilgiye ulaşılabilinmekte. Örneğin bir reklam afişinin altındaki barkodu okutup onla ilgili videoya ulaşabilme imkanı bulabilirsiniz. Başka bir örnekte Sınav sorularının cevabını bir barkod ile anında telefonunuzun ekranında görmek mümkün...

28 Ekim 2012 Pazar

EBT-Açık ve Kapalı Kaynak Kodlu İşletim Sistemleri

       Açık ve kapalı kaynak kodlu işletim sistemlerinden bahsetmeden önce açık ve kapalı kaynak kod nedir onu öğrenelim.
       Bir bilgisayar yazılımı oluştururken kullanılan kodların tamamına kaynak kod denir. Programcılar bu yazılımı oluştururken kimseyle paylaşmak istemez ve kodlarının içeriğinin kendileri tarafından bilinmesini isterlerse bu kapalı kaynak kod, paylaşıma açık herkes tarafından görülebilir ve geliştirilebilir bir yazılım olursa bu açık kaynak kod olur.
      Açık kaynak kodun temel düşüncesi basittir. Programcılar bir yazılımın kaynak kodlarını okuyabilir, dağıtabilir, ve kendince değiştirirse yazılım gelişir ve hatalar hızlı giderilir. Tek dezavantajı ise servis olanağı olmamasıdır diyebiliriz. Herkes kaynak kodu istediği şekilde geliştirip kendi bünyesinde kullanabilmektedir. Örneğin Yandex kendi tarayıcısını yakın bir zamanda kullanıma sunmuştur ve kaynak kodları nerdeyse tamamen google chrome tarayıcı ile aynıdır. Google da gelişimi açık kaynak kodlarda görüp Chromium Os ve Android işletim sistemlerini de linux açık kaynak kod tabanında kullanıma sunmuştur.
      Açık kaynak kodlu işletim sistemleri de aynı şekildedir. Açık kaynak kodlu işletim sistemi denilince akla ilk gelen tabiki linux'tır. Linux çok hızlı bir şekilde gelişim göstermektedir. Bu gelişimin en büyük yararı ise kullanıcıların talepleri ve isteklerine göre eksiklerin giderilmesidir.
     Linux'ın avantajları çok fazladır. İlk olarak;
Linux ücretsiz bir işletim sistemidir.
     Bir kişi bilgisayar aldığında her ne kadar sadece bilgisayar donanımına para harcadığını düşünse de  windows'a kesinlikle para vermiştir. Bir windows home premium işletim sistemi 120$ ultimate işletim sistemi ise 250$ civarındadır ama linux işletim sistemi yazılımları ise tamamen ücretsizdir
Linux'ın virus yemesi oldukça zordur.
     Birçok kimse "kodlar gözüküyorsa güvensizdir" mantığını taşımaktadır. Bu mantık tamamen yanlıştır. Örneğin windows kapalı kaynaklı bir işletim sistemidir. Kaynak koduna bizim bilgisayara girdiğimiz bütün bilgi ve verileri gizliden kayıt altına alan bir yazılım bulunsa bundan kimsenin haberi olmayacaktır. Nedeni ise kapalı kaynak kodlu işletim sistemi olmasıdır. Buda tersine açık kaynak kodlu değil kapalı olanı güvensiz kılar. Eğer kapalı kaynak kod diye birşey olmasaydı aslında ne crack olurdu ne virüs diyebiliriz belki. Çünkü hacker'ların mantığıda bu şekildedir aslında. Yaptıkları ters mühendislik uygulayarak kodları açığa çıkarmaktır.
Linux'ta daha fazla programa ihtiyaç duymazsınız.
     Diyelim ki windows kurdunuz ve tam "işte bu kadar" diyecekken bunun daha bir başlangıç olduğunu anlayacaksınız. Örneğin arkadaşınızın biri size doc uzantılı bir dosya attı. Aman Allah'ım ne yapmalı ne etmeli derken internet üzerinden veya bir cd ile office kurmanız gerektiğini öğrenirsiniz. Microsoft office programları ise yine aynı şekilde ücretlidir. "Tamam ya işte bu kadar oh be" diyecekken bir baktınız bir başka pdf uzantılı dosya bu dosyada neyin nesi derken örneğin bir adope reader programı kurmanız gerektiğinin farkına varırsınız. Bunun gibi bir sürü yazılım vs. Ama eğer bir ubuntu kullanıcısıysanız bir web tarayıcısı (Mozilla), bir e-posta yazılımı, yazı ve tablo oluturmak için gerekli yazılımlar, slayt yazılımı, film oynatıcı, müzik oynatıcı, pdf okuyucusu, photoshop uygulayabileceğiniz resim düzenleyicisi (GİMP), arsivi açmak için sıkıştırma programları gibi yazılımları yüklü bulup kolayca çalıştırabilirisiniz.
Linux işletim sistemleri dayanıklıdır.
Birçok windows kullanıcısı windows'un çöktüğüne veya mavi ekran hatasına şahit olmuştur. Sık sık reset atma ihtiyacı duymuştur. Ama bu olasılık linux'ta çok düşüktür. Bir linux işletim sistemi bazı güncellemeler dışında yeniden başlatmadan yıllarca çalışabilir. Bu yüzden birçok internet sunucusu linux'ı tercih etmektedir.
Linux arka planda daha hızlıdır.
     Bir windows kullanıcısıysanız eğer windows hizmetleri ve birçok güncellemeler sizin isteğiniz dışında arka planda çalışmakta olup bilgisayarıda yavaşlatmasına sebep olmaktadır. Ama örneğin ubuntuda böyle birşeye rastlamak çok zordur. Güncellenecek programların hepisini bir yazılım ile sağlayabilirsiniz.
Linux sürücülere ihtiyaç duymaz.
     Windows kullanıcıları birçok sürücü yazılımlarını kurmak zorundadır. Her donanım için son sürüm yazılımları donanım sihirbazı ile temin etmek zorunda kalacaksınız. Ekran kartı, ses kartı, cd sürücüsü, klavye, fare gibi donanımlar için yazılımları bulup yüklemek hayli zaman gerektirecek. Linux ta ise tüm sürücüler sistemin çekirdeğiyle beraber gelir.
                                                                                                         Zübeyir KİLCİ